0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, 2022 Dünya Kupası’nda misyon yapmak üzere Katar’a gönderilmesi kararı alınan 3 bin Türk polisinin “Katar’da ay yıldızlı üniformasını giymeyeceği” tezlerini TBMM gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması için soru önergesi veren Murat Bakan, “Bizim polisimiz Katar’ın özel güvenlik vazifelisi değildir. Türk polisini, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, vatan aşkıyla misyon yapan, devletimizin kamu görevlilerini parayla tutulan özel güvenlik vazifelisi pozisyonuna kimse indiremez” diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), 2022 FIFA Dünya Kupası tertibi kapsamında 6 ay mühletle Katar’da görevlendirilmesine ait tezkere geçen hafta TBMM’de kabul edildi. Daha evvel de stadyum ve otellerdeki güvenliğe dayanak emeliyle 3 bin polisin Katar’a gönderilmesi kararı alındığını anımsatan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Katar’ın Türk Bayraklı polis üniformalarının giyilmesini istemediği argümanını TBMM gündemine taşıdı.

Katar’a gidecek Türk güvenlik güçlerinin hangi kriterlere nazaran belirlendiği, çok sayıda güvenlik gücünün gitmesinin işçi eksikliği ve Türkiye açısından yaratacağı güvenlik riskleri hususlarına dikkat çeken Bakan, soru önergesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Katar’ın Türk polisinin ay yıldızlı üniforma giymesini istemediği hakikat mu?” diye sordu.

“TÜRK POLİSİ KATAR’IN ÖZEL GÜVENLİK VAZİFELİSİ DEĞİLDİR”

“Katar’a gönderilen Türk polisinin ay yıldızlı üniformasını giymesini Katar’ın istemediği yanlışsız mu? Bu dezenformasyon değil Süleyman Soylu. Bu yaptığım; milletvekilinin yasama ve kontrol hakkının kullanılması. Soruyorum; ay yıldızlı üniformamızı istemedi mi Katar? Türk kamu misyonlarının harcırah kanuna nazaran, yurt dışında başını dik tutacak, onuruyla yaşamasını sebep olacak Harcırah Kanunu’na nazaran para almayacağı, bununla ilgili bir evrak imzalatıldığı ve Katar’ın verdiği parayı güya özel güvenlik vazifelisi üzere alacağı yanlışsız mu? Türk polisinin silahlarının istenmediği, jopunun, kaskının kendisini muhafaza ekipmanlarının istenmediği ve onların vereceği üniformayı giyeceği gerçek mu? Bizim polisimiz Katar’ın özel güvenlik vazifelisi değildir. Bu sorulara cevap bekliyoruz. Türk polisini, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, vatan aşkıyla vazife yapan, devletimizin kamu görevlilerini parayla tutulan özel güvenlik vazifelisi pozisyonuna kimse indiremez.”

Murat Bakan, “Polislerimize ‘personel yetersizliği’ sebep gösterilerek en ağır çalışma sistemi olan 12/12 mesai dayatılırken, ikinci şark misyonu uygulamasına geçilirken, yani kendi polisimiz kendimize yetmezken Katar’a binlerce polis gönderiyoruz” açıklamasını yaptı.

CHP’li Murat Bakan, Bakan Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde şu soruları sordu:

“- 2022 FIFA Dünya Kupası kapsamında Katar’a gidecek 3 bin çevik kuvvet işçisi, 100 özel harekat polisi, 50 bomba arama ve 30 çevik kuvvet köpeği ile idarecisi, 50 bomba uzmanı hangi kriterlere nazaran seçilmiştir?

Görevli Türk polisinin Katar’a silahsız olarak gittiği, çevik kuvvet polisine hami kask, jop, beden hami elbise üzere teçhizatların sağlanmadığı hakikat mudur?

Katar’a giden işçiye Harcırah Kanunu’na nazaran ödeme yapılması gerekirken bu ödemenin yapılmayacağına dair bildirim imzalatılmış mıdır?

Protokolde ‘görevlendirilecek olan EGM işçisinin memleketler arası ulaşım, iaşe, ibate ve tüm masrafları Katar tarafından karşılanacak’ tabiri bulunmaktadır. Buna nazaran, kahraman Türk polisinin, adeta Katar’ın özel güvenliği üzere bir statüde misyon almasına nasıl razı olunmuştur?

Katar’a gönderilen Türk askeri, Türk hukukuna tabi olacakken, gönderilen Türk polisinin Katar hukukuna, şeriat hukukuna tabi olması nasıl açıklanmaktadır?”

Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir üzere büyükşehirlerden Katar’a götürülen işçi nedeniyle, bu vilayetlerimizde bulunan çevik kuvvet ünitelerinde güvenlik açığı ortaya çıkmış mıdır?

Ülkemizdeki bomba arama köpekleri ve bomba imha uzmanlarının Katar’a götürülmesinin ülkemiz için yaratacağı güvenlik açığı dikkate alınmış mıdır? Katar’a götürülen çalışanın eksikliği nasıl giderilmiştir?

Giden işçi sonrası, kalan işçi ağır ve müsaadesiz çalışmak zorunda bırakılmış mıdır?”