0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Altaylı’nın Din İşleri Yüksek Heyeti’nin verdiği fetva ve görüşle ilgili paylaşımındaki üslup ve tabirlerin, “sövme” niteliğinde olduğu belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, toplumsal medya hesabından Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Konseyi lideri ve üyelerine kullandığı sözler nedeniyle gazeteci Fatih Altaylı hakkında “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı vazifelerinden ötürü alenen hakaret” kabahatinden 6 aydan 4 yıla kadar mahpus istemiyle iddianame düzenledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Heyeti lideri ve 15 üyesinin mağdur olarak yer aldığı iddianamede Altaylı’ nın toplumsal medya hesabından 17 Şubat tarihinde mağdurlara yönelik “Yahu siz sahiden sapıksınız anladık da diyanet üzere bir kurumda ne işiniz var. Sapıklar. Gidin porno dalına girin. Atatürk’ün millete hakikat düzgün din bilgisi verilsin diye kurduğu kurumu sapık muhayyileniz ile kirletmeyin” halindeki paylaşımı üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Altaylı’nın savunmasında kelam konusu toplumsal medya paylaşımını kendisinin yaptığı, hareketin söz özgürlüğü kapsamında olduğundan üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği aktarılan iddianamede, sanığın olay tarihinde ulusal çapta haber yapan televizyon ve gazetede yayınlar yapan tanınmış bir basın mensubu olarak, kamusal ilgi ve menfaat olan hususlarda yayın yapma haber verme, yazı yazman eleştirme, reaksiyon gösterme, halkı bilgilendirme ve gerçeğe uygun yayınlar yapma üzere misyonları olduğunu kaydedildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve yerleşik yargı içtihatları ışığında sanığın vazifesini yerine getirirken basın hürriyeti kapsamında, yayın yapma, reaksiyon ve tenkit hakkının makul sonları olduğu hatırlatılan iddianamede, Altaylı’nın açıklamasının tenkit sonlarını aşarak olayın muhatabı olan mağdurlara yönelik alenen hakaret hatasını oluşturduğu tabir edildi.

İddianamede şu tespitlere yer verildi:

“Somut olayda tanınmış bir gazeteci, basın mensubu ve müellif olarak sanığın Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Heyeti’nin verdiği fetva ve görüş ile ilgili eleştirme ve reaksiyon göstermesinde basın hürriyeti manasında kamusal ilgi ve menfaat bulunduğu kabul edilse de, yapılan paylaşımın basının mesleksel ve kozmik unsur, kural, paha ve standartlarına uygun olduğundan bahsedilemeyeceği, kullanılan üslup ve tabirlerin direkt doğruya mağdurlara sövme niteliğinde olduğu, mağdurların gurur, onur ve saygınlıklarını rencide edebilecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.”

Ankara 61. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Altaylı’nın “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı vazifelerinden ötürü alenen hakaret” kabahatinden 6 aydan 4 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi. – ANKARA