0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) yeni Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, ABD’nin Rum idaresine yönelik silah ambargosunu kaldırmasına ait, “ABD’nin son devirde istikrar siyasetini bıraktığını, Rum tarafına ve Yunanistan’a karşı daha müzahir bir tavır sergilediğini görüyoruz. ABD, Ada’da Rumlar lehine bir çalışma yürütüyor.” dedi.

Korukoğlu, Türkiye’de vazifeye başlamasının akabinde AA muhabirine KKTC-Türkiye bağlantılarını kıymetlendirdi.

Daha evvel 4 farklı ülkede misyon yaptığını aktaran Korukoğlu, “Türkiye’de misyon almak anavatanda vazife almak benim için bir yurt dışı misyonu değil. Anavatandayız, kendi evimizdeyiz.” dedi.

Türkiye’nin 700 yıllık bir esaslı medeniyet geçmişine sahip olduğunu kaydeden Korukoğlu, Türkiye’de çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunduğunu, Türkiye’deki bilgi birikimi ve deneyimden yararlanmak istediklerini söyledi.

Korukoğlu, KKTC’nin Ankara büyükelçiliği dışında Türkiye’de 6 başkonsolosluğunun bulunduğunu belirterek, “Türkiye, hem anavatandır hem de dünyaya açılan köprümüzdür. KKTC’yi tanıyan tek ülke olarak Ankara, Türkiye bizim için dünyayla ilişki kuran ülkedir. Biz bu biçimde görüyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin, KKTC’nin tanınması için yapılan davetlere değinen Korukoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a KKTC’nin tanınması için yaptığı davetler için teşekkür etti.

Korukoğlu, Kıbrıs Ada’sında iki farklı devletin olduğunu belirterek, “Daha evvel Ada için farklı modeller üzerinde müzakereler yürüttük ama bunların işe yaramadığını, çalışmadığını sonuçsuz kaldığını hepimiz gördük. Artık geriye dönüşü olmayan, eski paradigmalarla, eski parametrelerle müzakerelerin yürütülemeyeceğini anladık. Birinci evvel KKTC’nin hükümran eşitliğinin ve eşit milletlerarası statüsünün tanınması gerekiyor. KKTC’nin milletlerarası toplum içerisinde haklı yerini alması gerekiyor. Bu Kıbrıs’da bulunabilecek en âlâ tahlil yoludur.” sözlerini kullandı.

Maraş açılımına değinen Korukoğlu, “Kapalı Maraş, KKTC’nin egemenliğinde olan bir toprak kesimidir, kapalı Maraş ile ait kararları da KKTC hükümeti verir.” değerlendirmesinde bulundu.

Korukoğlu, bugüne kadar KKTC’deki taşınmaz mal kuruluna 7 binden fazla Rum’un müracaat yaptığını söyledi.

ABD’nin Rum idaresine yönelik silah ambargosunu kaldırmasına değinen Korukoğlu, şunları söyledi:

“Rum tarafı silahlanmaya yönelik bütçesini her geçen gün artırıyor. Farklı ülkelerden hücum helikopterleri alıyorlar. Füze sistemleri alacaklarını duyuruyorlar. Ada’daki hudut boyunca 300’e yakın ağır silah mevzileri kuruyorlar. ABD’nin Rum idaresine yönelik silah ambargosunu kaldırması güzel bir şey değil. Bunun tansiyonu artıracağı aşikardır, silahlanma yarışına da neden olacaktır. Olağan KKTC’de Türkiye ile birlikte buna karşılık ne yapacağını kıymetlendiriyor. Bakan Çavuşoğlu’nun kısa bir mühlet evvel buna yönelik hakikat bir açıklaması olmuştu. Hak ve menfaatlerimizi koruyabilmek için güvenliğimizi koruyabilmek için anavatan Türkiye ile birlikte biz de yapacağız.”

“ABD, Ada’da Rum lehine bir çalışma yürütüyor”

Korukoğlu, Doğu Akdeniz’deki tansiyonun Rum idaresinin tek taraflı olarak bölge ülkeleriyle deniz yetki alanlarına ait gayriresmi muahedeler yapmasından kaynaklandığını vurguladı.

Rum idaresinin tek taraflı attığı yasa dışı adımlarına karşılık Türkiye ile eş bedel adımlar attıklarını kaydeden Korukoğlu, bu adımları atmaya devam edeceklerini söyledi.

Korukoğlu, hedeflerinin Rum idaresiyle herkesin yararına yarayacak bir iş birliği ortamı yaratmak olduğunu belirterek, “ABD’nin son periyotta istikrar siyasetini bıraktığını, Rum tarafına ve Yunanistan’a karşı daha müzahir bir tavır sergilediğini görüyoruz. ABD, Ada’da Rumlar lehine bir çalışma yürütüyor.” dedi.

Türkiye’nin KKTC’ye yönelik takviyelerini artıracağını ait açıklamalarını kıymetlendiren Korukoğlu, Türkiye’den her vakit dayanak aldıklarını ve Türkiye’nin bu açıklamalarının Kıbrıs Türkü ve hükümeti tarafından memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Korukoğlu, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olabilmesi için birtakım teşebbüslerin olduğunu ve bu adımların olumlu sonuçlanmasının kendileri için kıymetli olduğunu kaydetti.