0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından Rockefeller Plaza’da düzenlenen akşam yemeğine eşi Emine Erdoğan ile katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, “Dünya genelindeki 2 milyar Müslüman’ın kutsallarına saldırmanın fikir özgürlüğü kisvesiyle yasallaştırılmasını asla kabul etmiyoruz.” sözlerini kullandı.

SEÇİMDEKİ DAYANAKLARI İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ

Türk-Amerikan toplumunun mensuplarıyla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getiren Erdoğan, “Aşkınız, sevdanız ve ahde vefanız için her birinize farklı başka şükranlarımı sunuyorum” tabirini kullandı. Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesine 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki dayanakları için teşekkür etti.

“ARAMIZA HİÇBİR HESABIN GİRMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Kimi vakit saatler süren seyahatler yaparak, kimi vakit yağmurun, güneşin altında bekleyerek, kimi vakit bölücüler ve FETÖ’cülerin tacizlerine maruz kalarak, kimi vakit çeşitli ülkelerin engelleme teşebbüsleriyle karşılaşarak, kısacası iradelerine sahip çıkmak için pek çok fedakarlığı göğüsleyen tüm vatandaşlarıma şahsım, milletim ismine şükranlarımı sunuyorum. Oylarını almadığımız insanlarımıza da ulaşmaya, doğruları anlatmaya, onların da gönüllerini kazanmak için çalışmaya devam edeceğiz. Allah ömür, milletimiz de yetki verdikçe buralara her gelişimizde inşallah sizlerle muhabbetimizi sürdüreceğiz. Ortamıza hiç kimsenin hiçbir çıkar hesabının girmesine müsaade etmeyeceğiz. Tıpkı bir duvarın tuğlaları misali birbirimize kenetleneceğiz.

“ÜSTESİNDEN GELEMEYECEĞİMİZ MAHZUR YOK”

Sizler burada bir yandan kimliğinizi koruma ederken başka taraftan güçlü kültürümüzü Amerikan halkına en düzgün halde tanıtarak Türkiye ve Amerika ortasında beşeri köprüler kuruyorsunuz. Bu köprülere yenilerini eklememiz, var olanları daha da güçlendirmemiz gerekiyor. İstiklal şairimiz Mehmet Akif ne diyor? ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’ Siyasette de sivil toplumda da toplumsal hayatta da zafere giden yol birlikten, beraberlikten, vahdetten geçer. Sizler de sahip olduğumuz bedeller etrafından birleşirseniz, üstesinden gelemeyeceğiniz mahzur yoktur.

“HAYAT BOŞLUK KABUL ETMEZ”

Türk-Amerikan ilgilerini zehirlemek için hareket eden birtakım çıkar kümeleri var. Hakikatleri anlatarak, güzel örnek olarak, Türkiye’yi ve Türk milletini hakkıyla temsil ederek bunlara set çekeceğiz. Bu hususta resmi kurumlarımızla birlikte siz vatandaşlarıma da sorumluluklar düşüyor. Sivil topluma etkin katılımınız, ülkedeki karar alma mercilerindeki temsiliniz bu bakımdan çok değerli. Şunu hiçbir vakit unutmayın, hayat boşluk kabul etmez. Sizin olmadığınız her yerde kesinlikle bir oburu vardır. Sizin bıraktığınız boşluklar, ülkemize ve milletimize hasımlık besleyenler tarafından doldurulacaktır. Siz kendi haklarınızı cüretle savunmazsanız, bunu sizin isminize bir diğeri layıkıyla yapamayacaktır.

“İSLAM DÜŞMANLIĞINA KARŞI SAFLARIMIZI GENİŞ TUTMALIYIZ”

Sizlerden aranızdaki görüş ayrılıklarına takılmadan, Türkiye için tek saf ve tek yürek halinde uğraş göstermenizi bekliyorum. Bu süreçte ülkemize müzahir öbür toplumlarla dayanışma içerisinde olmanız gayretimize güç katacaktır. Bilhassa İslam düşmanlığı, ırkçılık ve nefret cürümlerine karşı saflarımızı çok geniş tutmalıyız. Bu hastalıklı akımların dünyanın birçok ülkesinde toplumsal medyanın da tesiriyle giderek yayıldığını görüyoruz. Sık sık başörtüsünden, sakalından, kılık kıyafetinden ötürü nefret kabahatine maruz kalan kardeşlerimizin haberini alıyoruz.

“TEPKİMİZİ AÇIKÇA ORTAYA KOYUYORUZ”

İnsan hak ve hürriyetlerine hürmet duyan hiçbir devlet bu furyaya sessiz kalmaz, kalmamalıdır. Bugün çoğunlukla Müslümanları gaye alan bu atakların yarın kökeni, lisanı, kültürü, inancı farklı kümelere yönelmesi kuvvetle mümkündür. Cezasız kalan her hata failini azgınlaştırır. İslam düşmanlığının da önü alınmazsa failler daha da pervasız hale gelecektir. Türkiye olarak kar topu üzere büyüyen bu tehlike karşısında ikazlarımızı yapıyor, reaksiyonumuzu açıkça ortaya koyuyoruz. Bahsin memleketler arası toplumun gündeminde tutulması için çalışmalarımızı ciddiyetle yürütüyoruz. Danimarka, İsveç, Hollanda ve son olarak New York’ta kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik yakışıksız taarruzlar hiçbir halde mazur görülemez. Dünya genelindeki 2 milyar Müslüman’ın kutsallarına saldırmanın fikir özgürlüğü kisvesiyle yasallaştırılmasını asla kabul etmiyoruz.

Bize nazaran bu aksiyonlar, insanları kışkırtmayı amaçlayan provokasyonlardır. Bu taarruzlara karşı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Kurulu ve Genel Konsey tarafından kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet aksiyonunu milletlerarası hukukun ihlali olarak bedellendirilen kararının kabul edilmesine, malumunuz, öncülük ettik. Bu doğrultudaki çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Sizleri de bu uğraşa sahip çıktığınız için tebrik ediyorum.”